10 Aralık 2015 Perşembe

Ayşe Kulin - Gizli Anların Yolcusu Serisi


Yeni kitabım en sevdiğim yazarlardan olan Ayşe Kulin'den Handan. Bu kitaptan bahsedeceksek Gizli Anların Yolcusu'ndan da bahsetmemiz lazım tabii. Çünkü Handan ile ilk Gizli Anların Yolcusu kitabında tanışmıştık.
Bu dörtlü serinin üç kitabı bize Everest Yayınları aracılığıyla, Üçüncü kitap olan Dönüş ise Remzi Kitapevi ile bizlere ulaşmış.
Serinin ilk kitabı bayağı ses getirdi. Çünkü konusu ve içinde ki aşk hikayesi çokta alışık olduğumuz, kitaplarda sıklıkla rastladığımız türden bir aşk değil. Hatta bu yüzden kitabı yarıda bırakanları duydum. Halbuki Ayşe Kulin cesurca hayatın içinde olan şeyleri yazmış, hem de diğer kitaplarında ki sürükleyicilik aynen bu kitapta da var.
İlk kitapta olaylar ana karekterlerden olan İlhami'nin üzerinden anlatılıyor. İkinci kitap "Bora'nın Kitabı"nda ise diğer ana karekter Bora'nın hikayesi anlatılıyor. Benim en beğendiğim üçüncü kitap ise İlhami'nin kızı Derya ve eşinin yaşadıkları anlatılıyor.
Ve son kitap "Handan"; İlhami'nin ortağı Handan'ın yaşadıkları anlatılıyor. Ama bu kitap diğerlerinden farklı çünkü bu kitap serinin devamı da olsa tek başına da okunabilir olmuş. Ayşe Kulin'in Handan'ını okurken bir yandan da Halide Edip Adıvar'ın Handan'ı ile tanışıyorsunuz. Bu kitabın bir diğer güzel yanı ise Gezi Parkı olaylarına değinmesi. Gezi Parkı kısımlarını okurken Ayşe Kulin'e olan hayranlığım daha da arttı. Kitap ile ilgili tek olumsuz eleştirim; İlhami ve Handan'ın bir araya geldiği güne hiç değinilmemesi. Birkaç sayfa da olsa okumak isterdim karşılaşmalarında neler oldu diye ama belki de bir kitap daha gelecektir.  


11 Kasım 2015 Çarşamba

Sinan Akyüz - Piruze Serisi

Yeni kitaplarımız Sinan Akyüz'den Piruze ile Piruze ve Oğulları. Sinan Akyüz kitaplarını gerçek olaylardan oluştuğu için oldukça severek okuyorum. Ele aldığı konular, yazım dili bayağı sürükleyici. Okuduğunuz zaman olaylar gözünüzün önünde gerçekleşiyor gibi hissediyorsunuz. İşte bu seri de aynen bu özellikleri taşıyor. 
İlk kitap Piruze, babasının işi dolasıyla Şam'da yaşamaya başlayan ve orada aşkı bulup Şam'a gelin giden bir Türk kızının hikayesini anlatıyor. Piruze mutlu başlayan evliliğinden oğullarını dünyaya getiriyor. Fakat maalesef olaylar mutlu mesut devam ediyor. Piruze Türkiye'ye kaçmak zorunda kalıyor. Oğullarından ayrı kalması yüzünden yaşadığı sıkıntıları kitabı okurken içinizde hissediyorsunuz. 
Ben ilk kitabı bayağı bir önce okudum ve bittiğinde acaba devamı gelir mi diye çok merak etmiştim. Piruze neler yapacak, oğullarına kavuşabilecek mi, Wassim ve oğullarına neler olacak gibi bir sürü soru işareti kalmıştı kafamda. Seneler sonra devamı geldi, iyi ki de geldi. Piruze'nin yaşadıkları, Şam'da babaları ile kalmak zorunda olan oğullarının yaşadıkları anlatılıyor. İlk kitapta kafamızda oluşan tüm soru işaretlerinin cevaplarını bu kitapta buluyoruz. 
Bazen bir kitap çok tutunca devamı geliyor ama maalesef ilk kitabın tadını o kitapta bulamıyorsunuz. Piruze ve Oğulları kitabında ise durum farklı. İlk kitap gibi sizi içine alıyor ve aynı sürükleyicilikte okuyorsunuz.
    

20 Eylül 2015 Pazar

Hikmet Gedikli - Ti Amo Ada

Yeni kitabımız Hikmet Gedikli'den Ti Amo Ada yani Seni Seviyorum Ada. Okumaya doyamadığım bu kitabı bizlere İkinci Adam Yayınları ulaştırmış. Yazarın ilk kitabı bu ama umarım devamı gelir. Yeni kitaplarını da okumayı çok isterim. Hatta belki bu kitabın devamı gelir diye de umuyorum. 
 İtiraf ediyorum bu kitap da önce beni güzel kapağı ile kendine çekti. Denizin ve sualtının görüntüsü tam tatilde okunacak kitap izlenimi uyandırdı bende. Ve tabii kitabın arkasını okuyunca da romanın İkinci Dünya Savaşı'nda Yunan Adası Meis ve İtalya'da geçtiğini görünce hemen tatil çantama koydum. 
Kitap daha ilk sayfalarından okuyucuyu kendine sıkıca bağlıyor. Aslında kitabın konusu pek klasik. Dedesini savaşta kaybeden ve dedesinin savaş sırasında yazdığı mektuplarla onun anılarının peşine düşen bir kahraman ve o arayışta yaşadıkları. Ama kitap o kadar dolu dolu ve akıcı ki bir anda elinizden bırakamadığınız bir hal alıyor. Hem elinizden bırakmak istemiyorsunuz hem de bitsin istemiyorsunuz. 
İtalya, İspanya, Yunan Adası Meis, Kaş, Gökçeada hepsi hakkında bilgiler ediniyorsunuz. Bir nevi roman içinde gezi kitabı özelliği de var diyebiliriz yani. Bu ülkelerin kültürleri ve yemekleri hakkında da bilgi sahibi oluyorsunuz. Kitabın bir başka güzel yanı da sizi çok güzel şarkılar ile bir araya getirmesi. Benden size tavsiye kitabı okurken karşınıza çıkan şarkı isimlerini mutlaka dinleyin. Yazara beni Alessandro Safina ile tanıştırdığı için de çok teşekkür ederim. 
  

10 Eylül 2015 Perşembe

Bahar Feyzan - Aşk Yolcusu

Yeni kitap Bahar Feyzan'ın ilk ve tek kitabı "Aşk Yolcusu" ama umarım son kitabı olmaz. Bu güzel kitap bize Everest Yayınları sayesinde ulaşıyor. 
Kitap beni önce güzel kapak resmi ile kendine çekti. Sonra da tarihi olaylardan en merak ettiğim konulardan biri olan Struma gemisinden kitapta bahsediliyor olması tabii ki cezbetti beni. 
Kitap; İkinci Dünya Savaşı zamanında Almanya'da başlıyor. Yahudilerin o dönemde yaşadıklarından bahsediliyor ve sonrasında Struma gemisi ile İstanbul'a yapılan yolculuk ve İstanbul'da yaşananlar anlatılıyor. Ve tabii güzel bir kitapta olmazsa olmaz aşkta var. 
Kitabın bana göre en ilgi çekici yanlarından biri o dönemin devlet görevlilerinin isimleri ve diyaloglarının bire bir yazılması. Struma gemisi hakkında görüşleri, düşünceleri ve yaptıkları veya yapmadıkları çok net anlatılmış. Bir de bunların yanında o dönemin yazarlarının, ressamlarının günlük hayatları, diyalogları da eklenince kitap iyice elden bırakılamaz bir hal alıyor. Ama bu isimlerin kimler olduğunu buradan yazmayacağım ki merak edin ve alın sizde okuyun.

Hande Altaylı - Delice

Hande Altaylı yeni kitap çıkarır da hemen alınıp okunmaz mı?! Doğan Kitap sayesinde bizlere ulaşan yeni kitabının adı "Delice". 

Hande Altaylı'nın daha önce okuduğum kitapları o kadar güzeldi ki sırada okunmayı bekleyen bir sürü kitabım olmasına rağmen Delice'yi hemen okumaya başladım. Ama açıkçası Hande Altaylı kitapları sıralaması yapmak gerekirse; birincilik Aşka Şeytan Karışır kitabında durmaya devam ediyor. İkincilik Kahperengi kitabında hani şu Merhamet diye dizisi olan kitap. Bir dipnot vereyim kitap diziden çok daha güzel. Ve üçüncülüğü Delice aldı. Maraz kitabı ise maalesef bir sıra geriledi.    
Bu kitapta yazarın diğer kitapları gibi oldukça akıcı. Kitabın tanıtımında ve başlangıcında konu aslında oldukça klasik duruyor; bir köyde yaşanan aşk hikayesi ama yazar bize öyle sürprizler hazırlamış ki konu bir anda sizi içine alıyor ve merak içerisinde okuyorsunuz. Finali ile de olayı taçlandırıyor. Ve sonunda acaba devamı gelir mi demekten kendinizi alamıyorsunuz.  

2 Eylül 2015 Çarşamba

Şebnem Burcuoğlu - Kocan Kadar Konuş Serisi

Yeni kitaplarım Dex Plus Yayınevi'nden Kocan Kadar Konuş serisi. Yazarımız; Şebnem Burcuoğlu. Normalde önce kitabı okur sonra filmi var ise izlerim ama bu sefer bol miktarda ki olumlu yorumlara dayanamayıp önce filmi izledim sonra kitapları okudum. Bir kez daha önce kitabı okumam gerektiğine karar verdim. Çünkü karakterleri kendi gözümde canlandırmayı seviyorum. Ama önce filmi izleyince Efsun direkt gözümde Ezgi Mola olarak canlandı tabii ki.

Hem kitapları hem filmi şiddetle tavsiye ederim. Kitaplar akıcı ve pek eğlenceli. Bayağı bayağı gülerek okuyorsunuz. Serinin ilk kitabını okumama gerek yok filmini izledim diyorsanız yanılırsınız. Bence mutlaka kitabı da okumalısınız. Hiçbir şey olmasa hayali yazarın kim olduğunu öğrenmek için bile okumaya değer.

İkinci kitaba gelince; film bildiğim kadarıyla daha yeni çekiliyor. Vizyona girmesi de Ocak 2016 diye yazıyor film sitelerinde. Çekilip vizyona girene kadar bence kitabı alın ve okuyun ki devamında neler olduğunu biran evvel öğrenin. Zaten bir çırpıda hızlıca okunan kitaplar. Ve sonra sizde benim gibi ikinci filmi sabırsızlıkla beklemeye başlayacaksınız eminim ki. Hele ki kadroya Hümeyra'nın katılacağını duyduğumdan beri daha bir sabırsızlanmaya başladım. Hümeyra hangi rolde diye merak ediyorsanız, cevap Kocan Kadar Konuş Diriliş kitabında. 

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Zülfü Livaneli - Son Ada ve Son Adanın Çocukları

Yeni kitaplarım en sevdiğim yazarlar listesinin baş sıralarında yer alan Zülfü Livaneli'den Son Ada ve Son Ada'nın Çocukları. Son Ada kitabı bizlere Remzi Kitabevi aracılığıyla, Son Ada'nın Çocukları ise Doğan Egmont aracılığıyla ulaşıyor.


Ben önce Son Ada'yı okudum. O bittikten sonra da bir heves adayı bir de çocukların gözünden göreyim diye Son Ada'nın Çocukları kitabına başladım. Fakat biraz hayal kırıklığı oldu çünkü her iki kitap aslında birbirinin aynı. Birinde anlatıcı bir yetişkin diğerinde ise oğlu ama ufak tefek değişiklikler dışında kitap aynı. Yani sadece birini okumanız yetiyor aslında. 

Huzur ve mutluluk içinde Son Ada diye isimlendirdikleri bir adada yaşayan bir grubun arasına emekliye ayrılan diktatör bir devlet başkanının katılması ile adada dengeler bayağı bir değişiyor. Ama neler olduğunu anlatamam okumanız lazım.

   

23 Haziran 2015 Salı

Bahadır Yenişehirlioğlu - Aşk Cephesi

Yeni kitabım Timaş Yayınları'ndan Bahadır Yenişehirlioğlu'nun Aşk Cephesi. Kitabın kapağını görünce tam benlik bir kitap diye düşündüm. Kapağa baksanıza aşk var savaş var hem de Çanakkale Savaşını anlatıyor daha ne olsun. Kitap günümüzde başlıyor ama geçmişten izler taşıyor. Geçmişteki bir aşk hikayesi kahramanların torunlarının eline ulaşan mektuplar ile günümüze taşınıyor. Ayrıca kitap içinde kitap aracılığıyla da Çanakkale Savaşı dönemlerini anlatıyor. Bu tarz iç içe kitaplar genelde karışık olur ama bu kitap öyle değil nerede ne anlatıldığı gayet net anlaşılır şekilde. Kitap da biraz dinsel konular ve dualarda var. Kitap bitince keşke Çanakkale Savaşını anlatan sayfalar daha fazla olsaydı diye düşünmeden edemedim. Toplam 276 sayfa ve seri okunan bir kitap. 

İlhami Algör - Müzeyyen ile Nezahat




 

Yeni kitabım İletişim Yayınları'ndan İlhami Algör'ün Müzeyyen ile Nezahat kitabı. Kitabın içinde iki farklı roman var; "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" ve "Albayım Beni Nezahat ile Evlendir". Müzeyyen kitabına filmini duyduktan sonra ulaştım. Tabii her zaman ki gibi önce kitabını okudum, sonra filmini izledim. Kitap biraz benim genelde okuduğum tarzlardan farklı. Ben genelde romanlarda tarihi olanları gerçeklerden uyarlanıp kurgulanmış ya da gerçek gibi gözümün önünde canlandırabildiğim kitapları seviyorum. O yüzden bu kitap bana farklı geldi. Fazla hayali geldi demek belki de daha doğru olur. İronik dil kullanımı bana pek uymadı sanırım. Nezahat romanı da Müzeyyen romanı ile bağlantılı ve aynı tarzda. Filmine gelince onda en çok son sahneyi sevdim. O son sahne konuşmasını dinlemek için bile bütün film izlenir.
Böyle bahsettim diye kafanızda olumsuz düşünceler oluşmasın lütfen çünkü zevkler ve renkler herkese göre değişir o yüzden okumanızı tavsiye ederim. Zaten Müzeyyen 54 sayfa, Nezahat'de 95 sayfa. Yani az bir vakitte her ikisini de hızlıca okuyabilirsiniz.

8 Şubat 2015 Pazar

Tiziano Terzani - Atlıkarıncada Bir Tur Daha



Yeni kitabım Pan Yayıncılık aracılığıyla bizlere ulaşan Tiziano Terzani'den "Atlıkarıncada Bir Tur Daha". Kitabın yazarı İtalyan bir gazeteci. Yaklaşık 30 yıl gazetecilik yapmış sonrasında kanser olduğunu öğreniyor. Kitapta bunu öğrendikten sonrası anlatılıyor. Konudan böyle bahsedince kitap çok iç karartıcı gibi gözüküyor. Ama aslında hiçte öyle değil çünkü yazar, alternatif tıp yöntemlerini araştırmak üzere yollara koyuluyor. Kitabı hasta birinin anıları gibi değil de "ben kimim" sorusuna yanıt arayan birinin yolculuğu gözüyle bakmalı.

Kitapta her bölüm yazarın farklı bir yerde yaşadıklarını anlatıyor. Önce Amerika'da ameliyat ve tedavisini oluyor. İtiraf etmeliyim ki bu bölüm beni çok sarmadı ama bir sonra ki bölüm Hindistan'a geçince kitap benim için ilgi çekici bir hâl aldı. Kitabın geçtiği diğer yerler; Tayland, Hong Kong, Filipinler ve Himalayalar. Kitapta benim ilgimi çeken birçok konu hakkında bilgi var. Örneğin; yoga, ayurveda, zen, tao gibi. Bu tarz konulara ilginiz var ise mutlaka okumanız gereken bir kitap. Ayrıca kitapta çok güzel, mesaj verici ve düşündüren hikayeler ve efsaneler de var. Beni en çok etkileyen kısımlar Sufizm'den bahsettiği sayfalar oldu.

Kitap, 703 sayfa ve baştan belirteyim öyle bir çırpıda hızlıca okunabilen kitaplardan değil. Zaman ayırarak, aklınızı vererek, konsantre olarak, yazdıklarından kendinize mesajlar dersler çıkararak okumanız gereken bir kitap.

En beğendiğim bölümlerden birini facebook sayfamda dayanamayıp paylaşmıştım onu burada da paylaşmak istiyorum; 
".... daha hızlı koşmak bizim var olma tarzımız oldu. Artık her şey bir yarış. Hayata hiç dikkat etmeden yaşıyoruz. Uyuyoruz ve gördüğümüz rüyayı anımsamaya bile özen göstermiyoruz. Sadece çalar saate bakıyoruz. Sadece geçen zamanla, onu geçirmekle, gerçekten isteneni ertelemekle ilgileniyoruz. Dikkatimiz "şimdi" değil, "sonra" üzerine yoğunlaşmış durumda. Özellikle kentlerde hayat tek bir an durup düşünmeden, bu koşuyu dengelemeye yarayacak olan huzura tek bir an ayırmadan geçip gidiyor. Artık kimsenin hiçbir şeye zamanı yok. Hatta şaşırmaya, iğrenmeye, hüzünlenmeye, aşık olmaya, kendi kendiyle baş başa kalmaya bile zaman yok. Bu koşmanın bizi mutlu edip etmediğini kendimize sormak için durmak konusunda bile kendimize uyduracağımız pek çok bahanemiz var; eğer yoksa da bunları uydurmakta üstümüze yok......" 


30 Ocak 2015 Cuma

Velveleyeverdim - Atarlı Romantik


Yeni kitabım, Dizüstü Edebiyat Kitaplarının 26.sı; "Atarlı Romantik". 

Sanırım öncelikle Dizüstü Edebiyat Kitaplarından bahsetmek lazım; bu kitaplar Okuyanus Yayınlarından çıkıyor. Bu kitapların yazarları çeşitli blogerlar ve twitter fenomenleri. Kitapları, espirili anlatımları ile dikkatleri çekiyor. Ben genelde kişisel gelişim kitapları ve tarih kokan romanları okumayı tercih ediyorum. Aralarda bu seriden kitaplar okumakta hoşuma gidiyor çünkü eğlenceli ve komikler. Genelde içerikleri ve kullanılan Türkçe ile eleştiri çok alıyor bu kitaplar maalesef. Ama bunların haksız eleştiriler olduğunu düşünüyorum çünkü her kitap edebi bir eser olmak zorunda değil bence. Gençler çok espirili bir şekilde anlatmışlar günlük yaşadıkları olayları, ilişkilerini, aşklarını. Okurken bayağı gülüyorsunuz. Ben şimdiye kadar bu kitaplardan Pucca ve Pink Freud serilerini okudum. Pucca kitapları zaten en bilinenleri hatta yakın zaman da kitaplarından uyarlanan ve serinin son kitabının ismini taşıyan "Hadi İnşallah" filmi de sinemalarda oynadı. En az kitap kadar eğlenceli ve komikti.

Neyse gelelim esas bu yazının konusu olan kitaba; Velveleyeverdim'in tuşlarından Atarlı Romantik. 184 sayfalık çıtır, sevimli bir kitap. Aslında kitap hakkında söylenecek çok fazla bir şey yok. Yüzünüzde tatlı bir sırıtma eşliğinde bir çırpıda okuyabileceğiniz esas kız ve esas oğlana dair hoş bir kitap. Kitabı okurken sanki bir genç kızın günlüğünü okuyor gibi hissediyorsunuz. Acaba sevgilisi ile neler yaşayacak sonunda ne olacak diye merakla günlüğün sayfalarını çeviriyorsunuz. Benim kitap ile ilgili tek merakım acaba devamını yazacak mı diye. Bunu da bekleyip göreceğiz..