8 Şubat 2015 Pazar

Tiziano Terzani - Atlıkarıncada Bir Tur Daha



Yeni kitabım Pan Yayıncılık aracılığıyla bizlere ulaşan Tiziano Terzani'den "Atlıkarıncada Bir Tur Daha". Kitabın yazarı İtalyan bir gazeteci. Yaklaşık 30 yıl gazetecilik yapmış sonrasında kanser olduğunu öğreniyor. Kitapta bunu öğrendikten sonrası anlatılıyor. Konudan böyle bahsedince kitap çok iç karartıcı gibi gözüküyor. Ama aslında hiçte öyle değil çünkü yazar, alternatif tıp yöntemlerini araştırmak üzere yollara koyuluyor. Kitabı hasta birinin anıları gibi değil de "ben kimim" sorusuna yanıt arayan birinin yolculuğu gözüyle bakmalı.

Kitapta her bölüm yazarın farklı bir yerde yaşadıklarını anlatıyor. Önce Amerika'da ameliyat ve tedavisini oluyor. İtiraf etmeliyim ki bu bölüm beni çok sarmadı ama bir sonra ki bölüm Hindistan'a geçince kitap benim için ilgi çekici bir hâl aldı. Kitabın geçtiği diğer yerler; Tayland, Hong Kong, Filipinler ve Himalayalar. Kitapta benim ilgimi çeken birçok konu hakkında bilgi var. Örneğin; yoga, ayurveda, zen, tao gibi. Bu tarz konulara ilginiz var ise mutlaka okumanız gereken bir kitap. Ayrıca kitapta çok güzel, mesaj verici ve düşündüren hikayeler ve efsaneler de var. Beni en çok etkileyen kısımlar Sufizm'den bahsettiği sayfalar oldu.

Kitap, 703 sayfa ve baştan belirteyim öyle bir çırpıda hızlıca okunabilen kitaplardan değil. Zaman ayırarak, aklınızı vererek, konsantre olarak, yazdıklarından kendinize mesajlar dersler çıkararak okumanız gereken bir kitap.

En beğendiğim bölümlerden birini facebook sayfamda dayanamayıp paylaşmıştım onu burada da paylaşmak istiyorum; 
".... daha hızlı koşmak bizim var olma tarzımız oldu. Artık her şey bir yarış. Hayata hiç dikkat etmeden yaşıyoruz. Uyuyoruz ve gördüğümüz rüyayı anımsamaya bile özen göstermiyoruz. Sadece çalar saate bakıyoruz. Sadece geçen zamanla, onu geçirmekle, gerçekten isteneni ertelemekle ilgileniyoruz. Dikkatimiz "şimdi" değil, "sonra" üzerine yoğunlaşmış durumda. Özellikle kentlerde hayat tek bir an durup düşünmeden, bu koşuyu dengelemeye yarayacak olan huzura tek bir an ayırmadan geçip gidiyor. Artık kimsenin hiçbir şeye zamanı yok. Hatta şaşırmaya, iğrenmeye, hüzünlenmeye, aşık olmaya, kendi kendiyle baş başa kalmaya bile zaman yok. Bu koşmanın bizi mutlu edip etmediğini kendimize sormak için durmak konusunda bile kendimize uyduracağımız pek çok bahanemiz var; eğer yoksa da bunları uydurmakta üstümüze yok......" 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder